MEMDUH ŞEVKET ESENDAL (1883-1952)
Türk edebiyatının tanınmış bir öykü yazarı olan Esendal edebiyatçılığının yanı sıra Tahran, Bakü ve Kabil'de büyükelçilik, TBMM'de dört dönem milletvekilliği, 1941-1945 yılları arasında CHP Genel Sekreterliği yapmış olan diplomat ve siyasetçidir.
Türk öykücülüğünün çığır açan öykücülerindendir. Hayatının büyük kısmı siyasi mücadeleler ve bürokratik görevlerle geçmesine rağmen, okunurluğunu ve önemini bugün bile yitirmeyen çok sayıda öykü ve üç de roman yazmıştır. Eserlerinin çoğu ölümünden sonra bir araya getirilmiştir.
Siyasi arenadaki tanınmışlığını edebiyat alanında kullanmak istemediğinden, hikayelerini - M.Ş, M.Ş.E., Mustafa Yalınkat, M. Oğulcak,, İstemenoğlu gibi on iki takma adla yayınlamıştır dergilerde. Belki de büyükelçilikten gelme terbiyesi, onun edebi yaşantısının çok sade, ün kazanma merakından uzakta sürmesine, etkilerinin genç sanatçı çevreleri ile sınırlı kalmasına neden olmuştur.
Türk öykücülüğünde özel bir yeri vardır. Yaşamının ancak dokuz yılında edebiyatla ciddi biçimde uğraşmış olmasına rağmen; değişik konuları, yalın ve etkileyici bir anlatımla aktararak yeni Türk öyküsünün en önemli adlarından biri olmuştur. Edebiyatımıza getirdiği en önemli yenilik, ele aldığı konuları büyük bir sadelikle işlemesidir. Bu konular, yine sıradan insanların yaşamları etrafında gezinir. Öykücülüğe başladığı ilk yıllarda, dilde sadeleşmenin öncüsü olan Ömer Seyfettin"in izinden gitmiş; ustalık dönemine eriştiğinde, hem Ö. Seyfettin'den, hem de kendi çağdaşlarından çok daha sade ve düzgün bir dille öykü ve romanlar yazmıştır.
Üslubunda "Çehov"un etkileri açıkça görülür. Hatta bazı öyküleri, "Çehov"dan yapılmış uyarlamalardır. Ancak bu etki, yazım tarzı, dildeki sadelik, kişilerin seçilişi ile sınırlı kalır. Esendal, Çehov'un karamsar bakışını tekrarlamaz. Kendi deyişiyle; insanlara yaşamak için ümit, kuvvet ve neşe veren yazılardan hoşlanır. insanları üzüntüye düşüren yazılardan hoşlanmaz; "Zaten tam bir refah ve huzur içinde yaşamayan bizler, bir de karanlık, kötü şeylerden bahseden yazılarla karşılaşırsak bu, insanı bir havana koyup ezmeye benzer." der. Çehov gibi, öyküye hayatın rastgele seçilmiş bir anından söz ederek başlar, çok canlı insan tiplerini anlatır. Bu tipler, eski edebiyatın yüceltilmiş kahramanları değildir.
Öykü boyunca bilgiçlik taslamaz, yazarı işin içine sokup bilgece açıklamalarda bulunmaz. Şimdiki zamanda karşılıklı konuşmalarla ilerleyen öyküleri, okuyucuyu daha etkin kılmaya yöneliktir. Geleceğe olan inancıyla, toplumsal sorunlardan, kötü insan tiplerinden bahsederken bile, ufukta gördüğü ideal bir insanı sokar işin içine.
Memduh Şevket Esendal, hayattan aldığı konuları konuşur gibi, temiz bir dille, sadelik, içtenlik ve rahatlıkla, edebiyatsız, oyunsuz bir üslupla yazar. Hayatı, olayları olduğu gibi yansıtan, edebiyatsız edebiyat yapan, konuşur gibi rahatlıkla, içtenlikle yazan bir romancı ve hikayecidir. Gündelik bir olayı nesnel bir yaklaşımla ayrıntıya girmeden, ilgi çekici, yergili, mizahlı, canlı bir anlatımla verir. Eserlerindeki yer, kişi ve olaylar her gün karşılaştığımız kişi ve olaylardır.
İyimserdir, umutludur, ressam ruhludur. Musikişinas bir yanı da vardır. Gazete ve dergilerde yayınlanan öyküleriyle ünlenmiştir. Öykü ve romanlarında ele aldığı konular, kişiler çeşitlilik gösterir.
Katı sınıf ilişkileriyle belirlenmemiş bir toplum özlemini dile getirmiş; olayları ve kişileri önyargısız, sevecen ve gerçekçi bir yaklaşımla ele almıştır. Uzun boylu çözümlemelere girmekten kaçınmıştır. Dilde yalınlığı, duruluğu benimsemiş; konuşma dilini esas alan bir yazı dilinin öncülüğünü üstlenmiştir.