Tiyatro; sahnede, bir seyirci topluluğu önünde oyuncular tarafından canlandırılmak üzere yazılan edebî türdür. Bu türün oynanma sanatına ve oynandığı yere de tiyatro denir. Dramatik örgü, yer (mekân), zaman, çatışma ve kişiler tiyatronun yapı unsurlarıdır. Tiyatro eserlerinde olayların gelişimine göre ana bölümler (perde) ve bu ana bölümlerin içindeki küçük bölümler (sahne) belirlenir. Perde başlarında yer, dekor, zaman ve kişilerle ilgili bilgiler verilir. Anlatım genellikle diyalog şeklindedir, oyuncuların rol gereği gerçekleştireceği davranışlar Fermanlı Deli Hazretleri adlı metinde olduğu gibi yay ayraç içinde gösterilir Mekân ve dekorda aynı eserin farklı temsillerinde metinle ilişkili veya metinden bağımsız olarak farklı uygulamalar görülebilmektedir. Dramatik örgü; perde, sahne vb. bölümlemeler etrafında düzenlenir. Bazı metinlerde bu bölümlemelere karşılık gelen meclis, fasıl gibi terimler bulunur. Oyuncular metni kendi tarzlarına ve kabiliyetlerine göre canlandırır, yorumlar. Modern tiyatroda efekt, ışık vb. uygulamalar; metin çerçevesinde yazar, yönetmen, yapımcı, oyuncu, tasarımcı ve teknik ekibin iş birliğiyle gerçekleştirilir ve yorumlanır. Tiyatro, konusunu günlük yaşamdan alabileceği gibi tarihten ve mitolojiden de alabilir; işlenen konuya ve konunun işleniş biçimine göre trajedi, komedi ve dram türlerine ayrılır.
Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950)
Türk edebiyatında sözlü gelenek içinde ortaya çıkıp gelişen geleneksel Türk tiyatrosu (Karagöz, orta oyunu, meddah, seyirlik köy oyunları, kukla vb.) yüzyıllarca varlığını sürdürmüştür. Modern tiyatro, Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi’nde Batı’dan gelmiştir. Bu dönemde Şinasi ilk yerli oyun olan Şair Evlenmesi’ni yazmış; Ahmet Vefik Paşa, Fransız sanatçı Moliére’den uyarlamalar yapmıştır. Modern tiyatro kurulurken kimi zaman geleneksel tiyatroya ait unsurlardan da yararlanılmıştır. Millî Edebiyat Dönemi’nde tiyatroda görülen gelişme; Cumhuriyet Dönemi’nde devlet konservatuvarlarının, devlet tiyatrolarının, şehir tiyatrolarının açılması ve özel tiyatro gruplarının oluşması ile güçlenerek devam etmiştir. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda tiyatro türünün Batı edebiyatındaki tiyatro geleneği ile ilişkisi güçlüdür. Bu dönemde Batı tiyatrosu örnek alınarak trajedi, komedi ve dram türlerinde eserler yazılmış; müzikli, danslı; benzetmeci, göstermeci, epik tiyatro örnekleri verilmiştir. Çağdaş tiyatro anlayışı, modern tiyatro salonları, yeni eserler (çeviri, uyarlama, telif), Profesyonel oyuncu, yönetmen, sahne tekniği, makyaj, kostüm vb. İle tiyatro artık kurumsallaşmıştır. Bu dönemde Muhsin Ertuğrul, modern Türk tiyatrosunun oluşmasında önemli katkılar sağlamıştır.
1923-1950 yılları arasında tiyatro, daha çok, Cumhuriyet değerlerinin halka aktarılmasında bir araç olarak kullanılmış tır. Bu dönemde çağdaş Batı uygarlığına eriş me yolunda gösterilmesi gereken çabalar tiyatro aracılığıyla anlatılmıştır. Anadolu’ya yönelimin yoğunlaştığı bu dönem tiyatrosunda Kurtuluş Savaşı, Türk tarihi, Batılılaşma, eski ve yeni yaşam biçimlerinin çatışması vb. sıkça işlenen temalardır. Bu dönemde Musahipzade Celal’in (1868-1959) Fermanlı Deli Hazretleri, İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci’nin (1874-1935) Hisse-i Şayia, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun (1886-1978) İnanmak, Reşat Nuri Güntekin’in Taş Parçası, Nahid Sırrı Örik’in (1895-1960) Sönmeyen Ateş, Faruk Nafiz Çamlıbel’in Akın, Münir Hayri Egeli’nin (1903-1970) Bayönder, Yaşar Nabi Nayır’ın İnkılâp Çocukları adlı eserleri türün tanınmış örneklerindendir.
Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1950-1980)
1950 sonrasında tiyatro teknik açıdan ilerlemiş, tiyatroda işlenen konular çeşitlenmiştir. Bu dönemde hem çeviri oyunların hem de nitelikli yerli oyunların sayısı artmış, bir yandan da çoğu uyarlama olan müzikli oyun türlerinde eserler verilmiştir. Sahne tekniğine uygun, yalın bir dille bireysel ve toplumsal konuların işlendiği bu dönemde yurt sorunları, kadının toplum ya amındaki yeri; köy, töre, kuşak çatışması, değer yargıları vb. temalara yönelim artmıştır. Sosyal değişimlerin birey ve toplum yaşamındaki etkileri siyasal, sosyal ve psikolojik yaklaşımlarla yansıtılmıştır.
Bu dönemde Ahmet Kutsi Tecer’in (1901-1967) Koçyiğit Köroğlu, Cevat Fehmi Başkut’ un(1905- 1971) Buzlar Çözülmeden, Selahattin Batu’nun (1936-1973) Oğuzata, Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destanı, Necati Cumalı’nın Boş Beşik, Orhan Asena’nın Hürrem Sultan, Recep Bilginer’in (1922-2005) Sarı Naciye, Cahit Atay’ın (1925-2012)Gültepe Oyunları, Nezihe Meriç’in (1925-2009) Sular Aydınlanıyordu, Refik Erduran’ın (1928-2017) Karayar Köprüsü, Adalet Ağaoğlu’nun Çatıdaki Çatlak,
Güngör Dilmen’in (1930-2012) Midas’ın Kulakları, Turgut Özakman’ın (1930-2013) Töre, Turan Oflazoğlu’nun (1932- ….) IV. Murat, Oktay Arayıcı’nın Dışarda Yağmur Var, Başar Sabuncu’nun (1943-2015) Şerefiye, Tuncer Cücenoğlu’nun Kördövüşü adlı eserleri türün tanınmış örneklerindendir.
Dünya Edebiyatında Tiyatro
İlk yetkin örnekleri Eski Yunan’da görülen tiyatro, yüzyıllar içinde farklı türlere ayrılarak gelişimini sürdürmüştür. Eski Yunan edebiyatında Aiskhylos’un (MÖ 525-456) Zincire Vurulmuş Prometheus, Sophokles’in (MÖ 496-406) Kral Oidipus; İngiliz edebiyatında Shakespeare’in Romeo ve Juliet (Romiyo ve Culyet), George Bernard Shaw’un (Corç Bernard Şov, 1856-1950) Kırgınlar Evi, Samuel Beckett’in (Semuel Bekit) Mutlu Günler; Fransız edebiyatında Racine’in (Rasin) Andromaque (Andromak), Corneille’in (Korney) Le Cid (Lö Sid), Moliére’in (Molyer) Cimri, Victor Hugo’nun Hernani; Alman edebiyatında Schiller’in Wilhelm Tell (Vilhelm Tel), Goethe’nin Faust (Faust); Bertolt Brecht’ın (Bertolt Bireşt, 1898-1956) Evet Diyen Hayır Diyen; Norveç edebiyatında Henrik İbsen’in (Henrik İbsen,
1828-1906) Bir Bebek Evi, Yaban Ördeği; Rus edebiyatında Gogol’un Müfettiş, Çehov’un Üç Kız Kardeş adlı oyunları dünya edebiyatının tanınmış tiyatro eserlerindendir.