Postmodernizm
Arnold Toynbee Bir Tarih İncelemesi adlı eserinde modern dönemin I. Dünya Savaşı'yla sona erdiğini, bundan sonraki dönemin postmodern dönem olduğunu ileri sürerek ilk kez postmodern terimini kullanmıştır. Ancak, Postmodernizm olarak anılan düşünce ve pratiklerin tamamının II. Dünya savaşı sonrasında ortaya çıktığı görülür. 1980'lerin başlarında da yaygın olarak kullanılan bir kavram olmuştur.
Modernizme göre bilim, teknoloji, sanat, siyasal özgürlükler adına yapılan her şeyin ortak amacı ilerleme ve insanın özgürleşmesidir, oysa varılan sonuçların böyle olmadığı açıklık kazanmıştır.
Bu sürecin sonucunda varılan nokta” Büyük Anlatılar'ın” sonu olarak adlandırılır.
Bunlar:
Aydınlanma
İdealizm
Tarihselcilik
Modernitenin projelerinin ( Rasyonellik, Özgürlük, Evrensellik vb. gibi) başarısızlıklarını değerlendirmek değil, bu başarısızlığın teorik temellerini anlamak ve aşmak postmodern düşüncenin temel hedefidir. Belli bir öğreti ya da felsefi fikir değil asıl olarak bütün öğretilerin ve felsefi sistemlerin üzerinde durduğu kuramsal zemin sorunsallaştırılır. Bu anlamda modernleşme projesinin ve hatta Batı felsefesi ya da Batı düşüncesi denilen düşünce yapısının başlangıcından itibaren genel geçerliliğe sahip olan Hümanizm, özgürlük, kurtuluş, evrensellik, bilim ve akıl gibi kavrayışlar da sorunsallaştırılır ve yerlerinden edilir.
Postmodernizm 1960 sonrası Amerika'da ortaya çıkmış bir akımdır. Düşünce olarak mimaride, plastik sanatlarda ve yazın alanında etkili olmuştur. Yaşam biçimi olarak da benimsenen postmodernizm, modernizm sonrası, ona ek olarak ele alınır. Bir bütün olarak modernitenin sorgulanması ve aşılması arayışıdır. Varlığını modernizme borçludur. Ancak modernizme karşı çıkış değildir. Modernizmin bir sonraki sürecidir. Zaten "post" sözcüğü de "ek, sonra" anlamına gelir. Bu nedenle modernizmle zıt düşmesi ya da modernizm yanlısı olması söz konusu değildir. Yine de modernizmden ayrı düşünülmesi yanlış olur. Yaşam biçimi olarak benimsenmesi tartışılacak birçok yanı beraberinde getirmiştir. Örneğin Türkiye ve Türkiye gibi modernizmi tam olarak yaşayamamış ülkelerde modernizm sonrasının yaşanılmaya çalışılması ya da yaşanılıyor sanılması büyük bir yanılgı olur. Erinç (1995, s. 139)'in deyişiyle "bir haftadan beri yıkanmamış vücuda old spice(deodorant) sürmek" gibi tanımlanır. Bu durum modern olamadan postmodern olma çabasıdır ki anlamlı değildir.
Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında 1980’den sonra postmodernizm akımı etkili olmaya başlamıştır. Modern sonrası anlamına gelen postmodernizme göre hayat bir oyundur. Postmodernist romancılar; bir kısmını modernizmden devraldıkları metinler arasılık, kolaj, pastiş, üst kurmaca, parodi gibi anlatım tekniklerini yeni bir yorumla eserlerinde kullanmışlardır. Modernizmde de rastladığımız metinler arasılığı, postmodernist yazarlar zenginleştirerek kullanmaya devam etmişlerdir. Metinler arasılık, genel anlamda bir metnin kendinden önce yazılmış metinlerle doğrudan ya da dolaylı olarak ilişki kurması ve bunun eserde yansıtılmasıdır. Parodi, kendinden önce ortaya konmuş bir metni konu/içerik boyutunda hareket noktası alma olarak kabul edilebilir. Pastiş ise başlı başına bir türe, tarza has üslubun, biçimin taklididir. Genellikle postmodern romanlarda kullanılan pastiş tekniği; roman içerisinde şiir, mektup, destan,masal gibi metin türlerinin söyleyiş ve biçim özelliklerini kullanarak bir benzerini yazma, öykünmedir.
Latife Tekin Sevgili Arsız Ölüm’de, günümüz romancılarından Gabriel Marguez'in Yüzyıllık Yalnızlık romanındaki doğaüstü olayları olağan ve sıradanmış gibi sunma biçiminden yararlanarak pastiş tekniğinin bir örneğini vermiştir. Postmodernist romanların ayırt edici yönlerinden biri üst kurmacadır. Üst kurmaca, yazma sürecinin de romanın konularından biri olarak kurgulanmasıdır. Bu teknik, roman teorisini roman pratiği içinde göstermektir. Örneğin bir polisiye roman içinde polisiye roman türünün özelliklerinin de romanın içinde yer alması üst kurmacadır. Üst kurmaca her bir romanda, yazarın belirlemesiyle farklı biçim ve yoğunlukta yer alabilir. Üst kurmaca, postmodernist yazarların romanı oyunlaştırma isteklerine en uygun tekniklerden biridir. Bu teknikte anlatıcı, kurmacanın etkin bir figürü haline gelerek doğrudan veya dolaylı olarak okurla iletişim kurar. Kolaj ise herhangi bir konuda farklı yazar, şair ya da kaynaklardan derlenen alıntıların bir araya getirilerek metne yansıtılmasıdır. Türk edebiyatında İhsan Oktay Anar, Hasan Ali Toptaş, Oğuz Atay, Nedim Gürsel, Orhan Pamuk, Bilge Karasu, Pınar Kür, Selim İleri, İnci Aral, Buket Uzuner gibi birçok sanatçının romanlarında postmodernizm akımının etkileri görülmektedir.
"Bir postmodern sanatçıyı isyankâr gösteren, onun esaretidir. Yaşanılmakta olan dünyayı eleştirebilecek, modernizm karmaşasını ve zıtlıklarını yakalayabilmek edinimleri ve bunları yansıtışıdır."
Postmodernizm - Modernizm karşılaştırması
Modernizm/Modernlik |
Postmodernizm/Postmodernlik |
Hiyerarşi, düzen, merkezileştirilmiş kontrol |
Anarşi, düzenin yıkılması, merkezi kontrolun kalkması |
Büyük politik yatırımlar (millet-devlet, parti) |
Mikropolitik yatırımlar, kurumsal güç çatışmaları, kimlikçi politikalar |
Milli kimliğin ve kültürün söylemi; kültürel ve etnik orijinler miti |
Lokal söylemler, büyük söylemlerin ironik yıkımı: orijine ait mitoslarının aksi |
Bilim ve teknoloji vasıtasıyla büyük ilerleme söylemi |
İlerlemeye şüpheyle bakmak, teknoloji karşıtlığı reaksiyonlar, yeni çağ dinleri |
Temsilcilerin ve medyanın önündeki “gerçeğe” inanç, “orijinalin” içtenliği |
Aşırı realite, imaj doygunluğu, taklidîn gerçek olandan daha güçlü olması, gerçekte var olmayan şeylerin sunulması ve bunların var olanlardan daha güçlü olması |
Bilgide uzmanlaşma, her şeyi kapsama: ansiklopediler |
Kılavuzluk, bilgi yönetimi, sadece ihtiyaç halinde bilgi, Web, İnternet |
Kitle kültürü, kitle tüketimi |
Kültürün kitlesel olmaması (demassified culture), küçük pazarlar, az üretim |
Medya yayını |
Birbirini etkileyen, müşteriye hizmet eden medyanın dağıtımı, çok miktarda küçük medya’ların ortaya çıkması (Network ve Web) |
Merkezileşmiş bilgi |
Dağıtılmış, yayılmış bilgi |
Yüksek ve aşağı kültür ayrımı; yüksek veya resmi kültürün normatif ve otoriter olmasında konsensüs |
Aşağı popüler kültür tarafından yüksek kültür hakimiyetinin bölünmesi; popüler ve yüksek kültürün karışımı; pop kültürünün yeni değerler kazanması |
Tam çalışmaların ve amacın sanat olması |
Proses, performans, üretim olarak sanat |
Sanat: sanatçı tarafından meydana getirilen orijinal bir objedir |
Sanat: dinleyiciler ve alt kültürler tarafından meydana getirilen kültürün yeniden işlenmesi |
Genel sınırlar ve bütünlük hissi (sanat, müzik ve edebiyatta) |
Melezlik, kültürlerin yeniden birbirlerine bağlanması |
New York mimarisi ve dizaynı |
Los Angeles ve Las Vegas mimarisi ve dizaynı |
Derinlere uzanan kökler/derinlik |
Kök gövdeler/yüzeysellik |
Niyet ve gayede ciddiyet |
Oyun, ironi, resmi ciddiyete tepki |
Birleşmişlik duygusu, benliğin merkez olması; “ferdiyetçilik”, birleşmiş kimlik |
Bölünmüşlük duygusu ve benliğin merkez olmaması, çoklu ve çatışmacı kimlikler |
Organik ve inorganik arasındaki açık farklılık, insan ve makine. |
Organik ve inorganik Siborg karışımı; insan-makine-elektronik |
Cinsel farklılığa göre şekillenmiş güç düzeni, tek cinsiyetler, pornografinin dışlanması |
Çift cinsiyetlilik, pornografi |
Determinizm |
Indeterminizm |
Dünyanın anlatıcısı olarak kitap, yazılı bilgi sistemi olarak kütüphane |
Yazılı medyanın fiziki sınırlarının aşılması olarak yüksek-medya, |
Makine |
Bilgi |
İlkel |
İleri |
Nesne (object) |
Özne (subject) |
Gerçeklik; Gerçek (realite) |
Fiilen olmasa da isim olarak var olma (virtual); Hayal (imaj) |
Maddi olan |
Manevi olan |
Çekicilik |
İticilik |
Kural |
Anarşi |
Mekân |
Mekânsızlık; Zaman |
Ev |
Anakent (metropol) |
Roland Gerard Borthes (1915-1980) ve James Joyce (1882-1941)'un yanı sıra Türk edebiyatında Orhan Pamuk, Bilge Karasu da postmodern olarak nitelendirilen yazarlardan sayılırlar.
Ahmet Hamdi Tanpınar ve Sait Faik Abasıyanık’larla başlayan modernist hikâye-roman, Yusuf Atılgan, Adalet Ağaoğlu, Ferit Edgü, Nazlı Eray, Tomris Uyar, Murathan Mungan, Selim ileri gibi yazarların kalemlerinde daha da ileri seviyeye ulaşıp yer yer postmodernist özelliklere sahip olur. Sevinç Çokum, Rasim Özdenören, şevket Bulut daha çok klasikleşmiş hikâye çerçevesinde kalırlarken Mustafa Kutlu, geleneksel hikâye ile modern hikâye arasında kendine özgü yeni bir hikâye formu ortaya koymaya çalışır