SES ÇIKTISINI DÜZELTME
Güzel ve etkili konuşmada önemli bir konu sesin mükemmel çıkışıdır. Sesin mükemmel çıkışı ses çıkışı ile nefesin kullanımı arasında başarılı bir uyum oluşturulmasını gerektirir. Düzgün sesin dört temel özelliği vardır. Bunlar sesin “işitilme düzeyi)yükseklik)”, “sesin hız düzeyi”, “hoşa gitme/tini düzeyi”, “değişiklik/bükümlülük düzeyinden oluşmaktadır. Aşağıda bu özellikleri ögrenelim ve geliştirmeye çalışalım.
İşitilebilme-Yükseklik
Bazı insanların sesleri bir metre mesafeden bile güçlükle duyulabilmektedir. Böyle bir sesle yapılan konuşmanın anlaşılabilmesi son derece güçtür ve dinleyiciler dinlerken psikolojik gerginlik içerisine girerler.
Ses dinleyiciler tarafından işitilebilecek kadar yüksek olmalıdır. Normal ses kalabalık kitlenin en uzağına ulaştırılacak kadar yüksek çıkmalıdır. Ancak yüksek ses bağırmağa dönüşmemelidir. Bu anlamda eğer mikrofon kullanmıyorsanız özellikle konuşma yaptığınız topluluğun büyüklüğüne dikkat etmelisiniz. Hemen yanınızdaki bir arkadaşınıza
Dikkat edin: Kaç kişilik bir guruba konuşuyorsunuz? Salonunuz ne kadar geniş? Ortamda gürültü var mı? Sesiniz 20 metreden rahat duyulabiliyor mu? Yoksa mırıltı gibi mi çıkıyor? sesiniz yükselince bağırmağa dönüşüyor mu? Uygun ses yüksekliği dinleyici kitlesini tamamen ve rahatlıkla kuşatan sestir.
Aşağıdaki alıştırmalar sesimizi kontrollü olarak yükseltebilmek için hazırlanmıştır. Ses yüksekliğimizi kontrol edebildiğimiz taktirde dinleyicilerimizi de kontrol edebileceğiz:
ALIŞTIRMA: İŞİTİLEBİLİRLİK
a) Yüksekten ses fırlatınız: Tek nefeste
Tekrar edin.
b) Elinizle duvara dokunun soluk alarak 10’a kadar sayın. Sonra duvarı kuvvetle itin, güçlü tonla tekrar sayın. Her iki durumda ses şiddeti aynı kalsın.
c) Aşağıdaki cümleleri bir solukta ses yoğunluğunu yitirmeden okuyun. Sesinizin gürlük derecesinin cümle boyunca ayni olmasını sağlayın.
- Ben gitmek istemiyorum.
- Makine mühendisi daha yavaş sürmenizi istedi.
- Kalp, günde 100.800 defa çarpmakta ve bu devre zarfında da 130 tonluk bir ağırlığın
d)Aşağıdaki ifadelerin ilk bölümlerini yakınınızdaki kişiyle konuşur gibi, ikinci bölümlerini 100 kişiye konuşur gibi kuvvetli bir sesle okuyun.
-Okumak zor değil, yeter ki tadına varalım.
-Çalışmak ne güzel huy, devamlı çalışarak sıkıntılarımı yok ediyorum.
-Delik kovanın suyu damla damla, müsrif insanın zamanı saniye saniye tükenir.
e) Metni, 1. çok yavaş bir sesle 2. küçük bir odada olağan bir sesle; 3. büyük bir salonda, daha kalabalık bir dinleyici karşısında okuyun
“Tembelliğin ne olduğunu ve insanların başına nasıl çoraplar ördüğünü düşündünüz mü? Bu soru çok mu çocukça? Hemen herkes tembelliğin kötü olduğunu bilir. Kimse tembel olmayı kabullenmek istemez. Ama acaba kaç kişi gerçekten tembel olup olmadığını araştırmıştır? Tembellik ya zihinsel ya bedensel ya da her ikisi birden yaşanır. İnsanların büyük bir kısmi zihinlerini, önemli bir kısmi bedenlerini çalıştırmazlar. Yine insanların çok önemli bir kısmi hem bedenlerini hem de zihinlerini çalıştırmazlar.”
f) Ellerinizle alin ve şakağınızı tutun. “Mmmmmm” deyin. Sesi yükseltin. Titreşimleri burnunuzda, alnınızda, ensenizde, göğsünüzde ve başınızın tepesinde hissedin.
SES PERDESİ-BÜKÜMLÜLÜK
Sesin bükümlü çıkışı ses perdesinde değişiklik yapmakla mümkündür. “Do-re-mi-fa-sol-la-si-do notalarını düşünün. Her bir notayı farklı bir perdeden çıkarıyorsunuz. Gırtlağınızı küçültüp yukarıya yaklaştırdıkça sesiniz incelir: Tersini yaptıkça sesiniz kalınlaşır. Pes ve tiz sesler arasında sesinizle müzik üretirsiniz.
Ses çıkışı monoton olmamalıdır. Ses yüksek alçak tonda, hızlı- yavaş arasında, duraklamalı-duraklamasız, vurgulu-vurgusuz arasında değişerek çıkmalıdır.
Sesin degişirliğini -bükümlülüğünü sesin müzikselliği olarak da tanımlayabiliriz. Herkesin kendine özgü bir konuşma müziği vardır.
Sese kolayca bükümlülük verebilmek için ses perdesinde değişim oluşturma yeteneğimizi geliştirmemiz gerekir. Üç temel ses perdesi üzerinde duralım: Pes, orta ve tiz sesler.
Pes kalın, tiz ise ince sestir. Her üç perdede kendi içinde notalanabilir. Ses perdesi bir tür notadır. Notaların kelimelere uyarlanmasına da “bükümlülük” veya “boğumlama” diyebiliriz. Eğer konuşmacı sesinde boğum yapamıyorsa bilgisayar makinesinin tek düze çıkardığı sese benzer ses çıkaracaktır. Sesi bireyselleştiren ve herkesi ayrı bir konuşmacı yapan asıl sır sesin kişiye göre farklı boğumlanmasıdır.
ALIŞTIRMA: SES PERDESI
Aşağıdaki alıştırmalarda ses perdesini kolaylıkla değiştirme çalışmaları yapılacak ve geliştirilen yetenek konuşma metinlerine uyarlanacaktır.
a) Pes(kalın sesinizle) “do, re, mi ,fa, sol, la, si, do-- do, si, la, sol, fa, mi, re, do” kolaylaştırıncaya kadar tekrar ediniz. Ayni çalışmayı orta ve ince sesinizle tekrar ediniz.
b) Sırasıyla kalın, orta ve ince sesinizle pes pese “do, re, mi” deyin. Ayni çalışmayı nota yerine selen ile yapın: “e e, e”, “a, a, a”, “i, i, i”
c) Yakılan bir mumu dudakların çok yakınında tutun. (u) sesini şiddeti artırarak uzatın. Boğazınızdan çıkan ses ile rasgele notalama yapın. Mum ışığında titreme çok az olacaktır.
d) Kendi olağan sesinizle "a" ya da "ah" deyiniz. Sonra seslenmeyi, azar azar değiştirerek çıkabileceğiniz en tiz, inebileceğiniz en pes-kalın perdeye kadar sürdürün. Kendinize en uygun, en güçlü tini düzeyini bulmaya çalışın.
e) Aşağıdaki dörtlüğü, önce tekdüze sonra da, sesi, anlama göre dalgalandırarak okuyun.
Burası Muştur, Yolu Yokuştur
Giden gelmiyor, Acep Ne iştir.
f) Aşağıdaki cümleleri, ok işaretiyle gösterildiği gibi, sesin perdesini yükselterek ya da alçaltarak okuyun. Bu arada ses iniş çıkışındaki değişikliklerin söz içeriğiyle uygunluğuna dikkat edin.
Gelin buraya↑. Kaç para? ↑
O mu saçma↑. Çarpın↑ ellerinizi. Fakat dikkatle.¯Kaldırabilirsiniz↑. Ama çok yoruldum.¯Heyecanını sevdim↑. Delili budur↑. Eminim ↑sanıyorum ¯başarabilirim. ↑
d) Cümlelerin gerektirdiği duyguları kullanarak okuyun.
Yoruldum, umutsuzluğa kapıldım ve çok üzüldüm.
Seni vicdansız seni! Bunun hesabini vereceksin.
Aman dikkat! Çıngıraklı yılan var!
Bak hele! Seni burada göreceğimi hiç ummuyordum.
Kaybedersem dayanamam gibi geliyor bana.
HOŞA GİTME/TINI
En güzel ses hiçbir zorlama görmeden çıkan sestir. Ses organları gerildikçe sesin güzelliği bozulur. Kati, kulak tırmalayan, hırıltılı, madensel, tiz, burunsal, hışırtılı, buğulu, çok yumuşak, gevrek, biçimden yoksun sesler, hoşa gitmeyen seslerdir. Gerilmiş bir gırtlak ve ağız, gerilmiş kaslar sesi daha delici, daha yırtıcı bir hale getirir ve hoşa gidicilik özelliklerini yitirir.
Güzel bir tını geliştirmek için tüm ses organlarımızı gevşeteceğiz. Gevşeme ile seslendirme çalışmaları yapacağız. Gevşeme düzeyimiz arttıkça sesimizin tınısı sakin, düzgün ve temiz hale gelecektir.
a) Üst-alt dudak kaslarınızı gevşetin. Çenenizi iyice aşağıya bırakın. Alın ve şakaklarınızı, yanak ve göz kaşlarınızı gevşetin. Dilinizi gevsek bırakın. Hafifçe soluyun. aldığınız hava üfler gibi ağzınızda damağınıza çarpsın, ağzınızdan ve burnunuzdan birlikte çıksın. 10 defa bu şekilde soluyun.
b) Ağzınız kapalı, gırtlağınızı hiç sıkmadan burnunuzdan çıkan hava ile “Mmmm” deyin. Bunu yaparken sesin titreşimini göğsünüzde, başınızda alnınızdan, burun kemiklerinizde ve burun deliklerinizde, kulaklarınızda, ensenizde ve başınızın tepesinde hissedin. Tüm bu bölgelerinizi ayrı ayrı gevşeterek sesinizin titreşimlerinin artmasını sağlayın.
c) Alt çene kaşlarınızı iyice gevşetip ağzınızı alabildiği kadar açarak çenenizi gevsek bir halde sarkıtın. Önce yavaş, sonra hızını artıra artıra birkaç kez "bob" deyin. Gevşeyin ve soluğunuzun, dudaklarınızı itebildiği kadar dışarıya itmesini sağlayın. Yanak kaşlarınızı gevşetin, yanaklarınızı şişirin yavaştan başlatıp hızınızı gitgide artırarak "bob" deyin.
d) “ha, ho, hu" hecelerini, aşağıdaki doğrultularda, beser kez yineleyin : Gırtlakta yüksek ses ile; Gevşemiş gırtlak sesi ile; Sesi ağız boşluğunda çıkan havanın ağız boşluğuna çarpması suretiyle çıkararak.
e) "Ah" hecesini, fısıltı ile başlayıp gitgide tonlayarak yüksek bir ses elde edinceye dek yineleyin; daha sonra, yüksek sesten fısıltıya inin.
f) Para sayıyormuşçasına; arızalı bir telefonda, karsınızdakine telefon numarasını bildiriyormuşçasına, yıkılan boksörün başında sayıyormuşçasına ona kadar sayın.
g) "Ben sevinç ve heyecan doluyum!" cümlesini;
Gırtlağı zorlayarak fısıldayın, Burun sesi ile fısıldayın, Gevşemiş kaslarla, rahat söyleyin.
SÖYLEME HIZI
Dinleyicilerin algılama hızında -dakikada 90-130 kelime arası-söylenmeli konuşma anındaki duygulara, kişiliğe, yere ve dinleyicinin niteliğine göre değişimler göstermelidir. Heyecan, korku, telaş, öfke gibi durumlarda konuşma hızı artar; sevgi, üzüntü, saygı gibi durumlarda hız azalır. Düşünce ve heyecanda sükûnet varsa orta hızın tercih edilmesi gerekir.
ALISTIRMA: SÖYLEME HIZI
a) Aşağıdaki paragrafı, önce yavaş, küçük bir topluluğun işitebileceği tonda fakat elinizden geldiğince hızlı; sonra da büyük bir topluluğa hitap ediyormuşçasına ve yavaş söyleyin.
Acaba kendilerini çocuklarına duydukları şefkatte kaybeden annelerin tattıkları mutluluk hissedişinden daha yükseklere tırmanabilenler var midir? Beşerî ilişkiler çerçevesinde yoktur şüphesiz. Ancak insan, şefkati sadece anne-çocuk ilişkisiyle sınırlayarak hayati boyunca muhtaç olduğu yüksek huzurdan mahrum olmamalıdır. Çünkü 80 yaşında ihtiyarlardan 8 günlük bebeklere kadar bütün insanlar şefkat edilmeye muhtaçtırlar ve Rablerinin engin şefkati altında karşılıksız korunurlar.
b) Aşağıdaki cümleleri, önce, tekdüze bir tonla, sonra, cümlelerin duygu yönlerini dikkate alarak yanlarında belirtilen hızlarda söyleyin:
- Ne güzel bir gece, değil mi? (Yavaş)
- Ben bu adamı nerede gördüğümü bir hatırlayabilsem. (Hızlı)
- Böyle bir hileye bas vuracak kadar alçalacağın hiç aklıma gelmezdi. (Hızlı)
- Bir daha yüzünü görmek istemiyorum senin. Defol karşımdan. (Hızlı)
- Bu derece iyi bir insani ömrümde görmedim. (Yavaş)
- Dikkat et! Arabaya çarpacaksın! (Hızlı)
-İçeri girebilir miyim? (Yavaş)
Çalışma Metni
Aşağıdaki metni önce sesli olarak dinleyip sonra da hatasız olarak okumaya çalışın.
“Evet hakkı vardı. Kül kedisinin insan kısmının kalbi güzel olmalı ama ille de bahtı güzel olmalı. Şu perilere benzeyen altın kalpli kızın bahtı ne yazık ki kendi kadar güzel değildi. Anası o daha mini mini bir bebekken ölmüş. Babası uzun zaman ah vah etmiş ama erkek değil mi? Bu sonunda bir başka kadına gönül vermiş. Kader mi insanı sürükler, insanoğlu mu, kaderini yaratır bilinmez. Evlenmiş bu kadınla. Kadının iki tane de yetişmiş kızı varmış. Hayvanın alacası dışında insanın ki içinde olur ya evlendikten sonra çıkmış kadının ne cadı, ne kötü kalpli olduğu meydana. Aksi sert Nemrut’un biriymiş. Yalnız kadın mı ya kızları da… Ah hele kızları evlere şenlik bu tazeler birinin adı Tatlı Pınar. Ötekinin de Ay Işığı. Bu kumrular, bu birbirinden güzel iki afet dırdır da, fesatlıkta analarından da betermiş. Kül kedisinin babası ecel elinden değil de derdinden ölmüş. Böylece anayla kızları çiftliğe çubuğa sahip çıkmışlar. Kül kedisinin acılı günleri de böylelikle başlamış. Zavallıyı bir köle gibi kullanırlarmış. Gün doğarken kalkar gece yarılarına kadar bütün işleri o yaparmış. Gene de kadrini kıymetini bilmez. Sebepsiz yere hırpalanmış zavallıyı.”