Dadaizm, dil ve estetik kurallarını tanımayan, anlatımda başıboş bir yol tutan, bile bile kapalılığa sapan bir akımdır.
20.yy. başlarında Tristan Tzara(Macar şair), Breton ve arkadaşları tarafından İsviçre’de başlamıştır. Çıkardıkları çok sayıda derginin içinde en önemlisi 1919-1924 arasında yayınlanan ve Andre Breton, Louis Aragon, Philippe Soupault, Paul Eluard ile Georges Ribemont-Dessaignes’in yazılarının yer aldığı Litterature'dü.
Tristan Tzara (Tristan Zara) ve arkadaşları tarafından Fransız edebiyatında XX. yy. başlarında geliştirilen bir akımdır. Dadaizm, I. Dünya Savaşı’nın hemen ardından doğan umutsuzluk ve güvensizlik ortamının ürünüdür. Yerleşik dil ve estetik kuralların tümünü reddeden bu akım, kapalılığa yönelip çağrışımları temel almıştır. Fransızcada “oyuncak tahta at” anlamındaki “dada” kelimesini kendisine ad olarak seçen bu akım 1921 yılına kadar devam etmiştir.
- Kelimeleri anlam esirliğinden kurtarıp ona şiir konusu olarak değer verir. 1917 yılından sonra ortaya çıktı.
- Larousse’un içinden rasgele bulunan bu kelime eski edebiyata ve hatta edebiyata isyanı içerir.
- Dadaistler septiktir. Hiçbir şeyin doğruluğuna inanmazlar. Aklın hiçbir değeri olmadığını savunurlar. Kendilerinden önceki bütün edebi akımlarla mizah yolu ile alay ederler.
- Kısa süreli bir akımdır(1916-1921)Bir bakıma fütürizmin hazırlayıcısı olmuşlardır. Bilincini, yönünü kaybetmiş bir kuşağın ümitsizliğini ve isyanını anlatır.
- “Kâğıt parçaları üzerine sözcükler yazın, bunları bir şapkanın içine atıp karıştırın, sonra teker teker çekip bir kâğıdın üzerine sıralayın, işte Dadaizm…”(Tristan Tzara)
- Toplumcu törelere karşı bir ayaklanmadır. Sanat kaygısı yoktur. Dadaizm topluma, ahlâka ve dile açık bir cephe almıştır. Bu nedenle hiçbir kalıcı eser bırakmadan yerini sürrealizme bırakmıştır.
- Gerçek dada dadaya karşıdır. Onlara göre her şey anlamsızdır. Tek gaye eskiyi yıkmaktır. Kuralı yoktur. Bir bakıma sanat anarşistidirler.
- Alışılmıştan, düzenliden, dengeliden vebadan kaçar gibi kaçarlar
bir asansörün türküsü
yüreğinde dada olan
çok yoruyordu motorunu
yüreğinde dada olan.
bir kral taşıyordu asansör
ağır kırılgan özerk
kesti iri sağ kolunu
Roma’ya papa'ya gönderdi
asansörün işte bu yüzden
yüreğinde yok artık dada.
Çikolata yiyiniz
yıkayın beyninizi
dada
dada
su içiniz
bir dadacının türküsü
ne şen-şakrak ne de kederli olan
ve seven bir bisikletli kızı
ne şen-şakrak ne de kederli olan
ama koca, yılbaşı günü
biliyordu her şeyi ve bir bunalım içinde
Vatikan’a yolladı
iki gövdeyi koyup üç valize
ne aşık
ne bisikletli kız
ne şen-şakrak ve de kederli
iyi beyin yiyiniz
yıkayınız askerlerinizi
dada
dada
su içiniz.
Dada Türküsü