Hikâye; insan yaşamından gerçeğe uygun olayları ve durumları, yer ve zamana bağlayarak ayrıntılara girmeden anlatan yazı türüdür. Küçürek hikâyeler ise alışık olduğumuz hikâyelerden daha kısa
anlatımlardır. Kısalığının ortaya koyduğu yoğun anlatım, beraberinde kapalı anlamları getirir.
Küçürek hikâyeler; betimlemeye ve çözümlemeye dayanmayan, yalnızca bir anın saptaması olan anlatılardır. Çok kısa olmalarına rağmen bu hikâyeler yazarının dile hâkimiyetini, kelime dağarcığını, kurgu yeteneğini, duygu ve düşünce dünyasının derinliğini gösteren yoğun anlatımlardır. Küçürek hikâye uzadıkça okuru uyaran, vurucu etkisini yitirir. Küçürek hikâyenin üç önemli belirleyici özelliği vardır:
- Kısalık,
- Yoğunluk
- Birlik.
Bu tür hikâyede anlam yoğunluğu, doku zenginliği ve biçim sıklığı dikkat çeker. Hikâyenin içeriksel ve nesnel ölçüleri, küçük boyutlara sahiptir. Yazar, okuyucu üzerinde sanatsal bir etki yaratmak ve bu etkiyi artırmak amacıyla hikâyenin içeriğinin boyutlarını kasıtlı olarak küçültür. Bu nedenle kelime eksiltme, zaman-mekân ayrıntılarını silme ve bir durumu minyatürleştirme küçürek hikâyelerin en çok yararlandığı anlatı unsurlarıdır. Ferit Edgü, Haydar Ergülen, Hulki Aktunç, Necati Tosuner, Vüs’at O. Bener, Murat Yalçın gibi sanatçılar küçürek hikâye tarzında eser veren sanatçılardandır.